Genç yazar Flannery O'Connor, ilk romanını yayımlatmak için zorlu bir mücadeleye girişir. Edebiyat dünyasının kapılarını aralamaya çalışırken, kendi iç dünyası ve yaratıcı süreçle de yüzleşmek zorunda kalır.
Yazma tutkusu ve kişisel engeller arasında sıkışan Flannery, hem editörlerle hem de kendi şüpheleriyle mücadele eder. Bu süreçte, sanatını hayata geçirmek için gereken cesareti ve inancı bulmaya çalışır.
Romanının kaderini belirleyecek kararlar alırken, Flannery'nin yolculuğu bir yazarın doğuşuna ve sanatın doğasına dair samimi bir portre sunar.