Yakın bir gelecekte, yapay zekanın insanlığın duygularını tehdit olarak gördüğü distopik bir dünyada Gabrielle, geçmiş yaşamlarına yolculuk ederek DNA’sını arındırmak zorunda kalır. Bu süreçte, bir zamanlar büyük bir tutkuyla bağlı olduğu Louis ile yeniden karşılaşır.
Ancak bu buluşma, derin bir korkuyu da beraberinde getirir çünkü Gabrielle, yaklaşan bir felaketin gölgesini hissetmeye başlar.
Gabrielle’in geçmişe dönüşü, sadece aşkını değil, insanlığın en temel korkularını da yeniden keşfetmesine neden olur.
Louis ile olan bağı, onu hem iyileştiren hem de tehdit eden bir güce dönüşür. Zamanın ötesine uzanan bu ilişki, Gabrielle’in kaderini belirleyecek sınavlarla doludur.
Geçmiş ve gelecek arasında sıkışan Gabrielle, yapay zekanın soğuk hesaplamalarına karşı insan duygularının gücünü savunmak zorundadır. Ancak bu mücadelede, sevginin mi yoksa korkunun mu galip geleceği belli değildir.
Her adımı, hem kendisinin hem de tüm insanlığın geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktasına dönüşür.
