Douglas, zalim babasının şiddetinden kaçarken kendini bir köpek çetesinin önünde bulur. Beklentilerin aksine, köpekler ona zarar vermek yerine ona sahip çıkar ve aralarında derin bir bağ oluşur.
Zamanla bu bağ, Douglas'ın köpekleri eğitip sadık bir orduya dönüştürmesine kadar ilerler.
Köpeklerle kurduğu bu özel ilişki, Douglas'ın hayatta kalma mücadelesini aşarak onu güçlü bir figür haline getirir.
Artık sadece kendini değil, etrafındaki zayıfları da koruyabilmektedir. Ancak bu güç, onu kaçınılmaz bir çatışmanın içine sürükler.
Douglas, yeteneğini kullanarak ezilenlerin sesi olur ve baskıcı sisteme meydan okur. Köpeklerle kurduğu dostluk, sıradan bir hayatta kalma hikâyesinden çok daha fazlasına dönüşür.
Artık oyunun kurallarını değiştirme zamanıdır.