İkinci Dünya Savaşı'nın gölgesi Norveç'e düşerken, genç bir adamın hayatı beklenmedik bir şekilde değişir. Ülkesinin işgaliyle birlikte, sıradan bir vatandaş olmaktan çıkarak direnişin sembollerinden biri haline gelir.
Kişisel tercihleri ve inançları, tarihin akışı içinde önemli bir rol oynamaya başlar.
Nazilere karşı verdiği mücadele, yalnızca fiziksel bir çatışmadan ibaret değildir.
İnsanlık onurunu koruma çabası, etrafındaki herkesi derinden etkiler. Genç adamın kararlılığı, hem kendi geleceğini hem de ülkesinin kaderini şekillendiren bir dönüm noktasına dönüşür.
Yaşananlar, bireyin tarih karşısındaki duruşunun ne denli önemli olabileceğini gözler önüne serer. Zorlu koşullar altında verilen bu mücadele, Norveç'in özgürlük umudunu canlı tutar.
Her seçim ve her adım, geleceği inşa etmek için atılan bir temel taşı olur.