20. yüzyılın başları, Osmanlı Devleti için ardı arkası kesilmeyen savaşlar ve kayıplarla doludur.
Rus Harbi ve Balkan Savaşları'nın yaraları henüz sarılmamışken, I. Dünya Savaşı patlak verir.
Anadolu’nun dört bir yanındaki gençler, vatanı savunmak için seferberlik emriyle cepheye koşar. Eğitimli, idealist gençler de gönüllü olarak orduya katılır.
Veli ve Mehmet Ali de bu gençlerden ikisidir; onların hikâyesi, Çanakkale’de yazılacak destanın bir parçası olacaktır.
Çanakkale’de toplanan Osmanlı ordusu, art arda yaşadığı yenilgilere rağmen, son kalan toprakları korumak için büyük bir direniş sergiler.
Askerler, yokluk ve zor şartlar altında bile vatan sevgisiyle kenetlenir. Veli ve Mehmet Ali’nin yolu, cephede birbirine çapraz kesen umutlarla, korkularla ve fedakârlıklarla dolu bir mücadelenin içinden geçer.
Gelibolu’da tarihin akışını değiştirecek olan büyük savunma başlar. Düşman donanmasının yoğun bombardımanı altında, Türk askerleri inanılmaz bir azimle savaşır.
Veli ve Mehmet Ali’nin hikâyesi, bu büyük direnişin küçük ama anlamlı bir kesitidir. Çanakkale 1915, bir milletin var olma mücadelesini, sıradan insanların olağanüstü kahramanlıklarıyla anlatır.