Büyük İskender, Makedonya tahtına çıktığı andan itibaren dünyayı değiştirecek bir vizyonun peşinden gider. Pers İmparatorluğu'nu tarihin en görkemli askeri seferlerinden biriyle fethederken, sadece bir fatih değil aynı zamanda farklı kültürleri birleştiren bir lider olduğunu gösterir.
Yolculuğunda en büyük destekçisi ve danışmanı olan Hephaestion, onun hem stratejik hamlelerinde hem de kişisel dünyasında önemli bir yer tutar. İskender'in savaş meydanlarındaki zaferleri kadar, insani ilişkileri ve duygusal bağları da hikayenin merkezinde yer alır.
Zaferler ve trajedilerle dolu bu epik yolculuk, İskender'in kişisel hırslarının, aşklarının ve iç çatışmalarının gölgesinde şekillenir. Antik dünyanın sınırlarını zorlayan bu destansı serüven, bir imparatorluğun doğuşuna ve onu yaratan adamın karmaşık ruhuna ışık tutar.