1980 yazında, Türkiye'nin siyasi kaosla çalkalandığı günlerde, ülkenin güneydoğusundaki küçük Vizontele kasabası kendine has bir dünyada yaşamaktadır. Sürgün edilen memur Güner Sernikli ve ailesi, uzun bir yolculuğun ardından bu sıra dışı kasabaya ayak basar.
Her şeyin alışılmadık bir ritimle aktığı bu yer, ailenin gelişiyle yepyeni bir dinamik kazanacaktır.
Güner Sernikli beraberinde bilgiyi ve moderniteyi getirirken, kızı Tuba kasabaya saflığın ve güzelliğin temsilcisi olarak gelir.
Kasaba halkı için bu aile adeta bir hediye paketi gibidir; Tuba'nın masumiyeti ve çekiciliği özellikle gençler arasında büyük bir etki yaratır. Bu sıcak yaz günlerinde aşk, umut ve hayaller kasabanın rutinini yavaşça değiştirmeye başlar.
Ancak bu güzel dokunuşlar Vizontele'de kalıcı olamayacaktır. Sernikli ailesinin kasabaya getirdiği tazelik ve değişim rüzgarı, beklenmedik gelişmelerle kesintiye uğrar.
Kasaba halkı, kısa süreliğine tanık oldukları bu farklı dünyanın hatırasıyla baş başa kalır.