Bir balıkçı kasabasında yaşayan genç bir adam, günlük hayatın monotonluğu içinde kendini sürekli denizle olan ilişkisini sorgularken bulur. Geleneksel yaşam tarzı ile kişisel arzuları arasında sıkışıp kalmıştır.
Her sabah aynı ritüelleri tekrarlarken, içinde büyüyen huzursuzluk onu derin düşüncelere sürükler.
Bir gün, sıradan bir balık avı sırasında beklenmedik bir olay yaşanır.
Denizle kurduğu ilişkiyi temelden sarsan bu karşılaşma, genç adamın tüm gerçeklik algisini değiştirir. Artık bildiği her şeyi yeniden değerlendirmek zorunda kalır.
Bu deneyim onu, köklerine ve aidiyet duygusuna dair içsel bir yolculuğa çıkarır. Geçmişle gelecek arasında kurduğu bağlar, kişisel dönüşümünün temelini oluşturur.
Denizin derinliklerinde bulduğu cevaplar, hayatının seyrini sonsuza dek değiştirecektir.