Genç bir fotoğrafçı olan Elif, hayatın monotonluğundan kaçmak için ücra bir dağ köyüne yerleşir. Burada karşılaştığı doğaüstü olaylar ve köy halkının gizemli ritüelleri, onun gerçeklik algısını derinden sarsar.
Dağların büyüsüne kapılan Elif, kendini giderek daha fazla bu esrarengiz dünyanın içinde bulur.
Köyün yaşlıları, dağların ruhlarıyla iletişim kurabilen son nesil olduklarını iddia eder.
Elif, onların rehberliğinde görünmez bir dünyanın kapılarını aralamaya başlar. Ancak her keşif, beraberinde yeni sorular ve tehlikeler getirir.
Görüntülerle gerçekliğin sınırları bulanıklaşırken, Elif'in kendi geçmişiyle yüzleşmesi kaçınılmaz hale gelir.
Zamanın ve mekânın ötesine uzanan bu yolculuk, Elif'i hem korkutan hem de cezbeden bir dönüşüme sürükler.
Dağların büyüsü altında, gerçek ile efsane arasındaki çizgi tamamen silinir. Onun hikâyesi, unutulmuş bir dünyanın gölgelerinde kaybolmanın ve yeniden doğmanın hikâyesidir.