Geleceğin savaş yorgunu dünyasında, dört asker, iki düşman kıtayı ayıran uçsuz bucaksız bir okyanusta konuşlanmış Sentinel adlı izole bir askeri üste nöbet tutmaktadır. Görev süreleri çoktan bitmiş olmasına rağmen, beklenen yardım ekibi bir türlü gelmez.
Zamanla boş bekleyiş, yerini giderek artan bir paranoyaya ve gerginliğe bırakır.
Üssün kapalı ve tecrit edilmiş ortamında, askerler arasındaki güven sarsılmaya başlar.
Her biri, diğerlerinin sadakatinden şüphe duyarak kendi iç çatışmalarıyla yüzleşir. İlişkiler kopma noktasına gelirken, gerçekle yanılsama arasındaki çizgi bulanıklaşır.
Dış dünyayla tüm bağlantılarını kaybeden bu dört asker, yalnızca düşmanla değil, kendi zihinlerinin karanlık köşeleriyle de savaşmak zorunda kalır. Nöbetin sonu belirsizdir ve her geçen gün, hayatta kalma içgüdüsüyle akıl sağlıkları arasında gidip gelirler.