Meenu, küçük bir kasabada yaşayan sıradan bir gençtir. Ancak onun bir sırrı vardır: büyü yapabilme yeteneği.
Bu gizli gücü, günlük hayatında pek kullanmasa da, kasabanın düzenini bozan bir olay onu harekete geçmeye zorlar. Meenu, yeteneklerini kötülüğe karşı kullanmaya karar verirken, kendini beklenmedik bir maceranın içinde bulur.
Kasaba halkı, Meenu'nun büyü yeteneğini öğrendiğinde ona karşı tutumları değişir. Kimileri onu bir kurtarıcı olarak görürken, kimileri de bu gücün tehlikeli olduğunu düşünür.
Meenu, insanların beklentileri ve kendi iç çatışmaları arasında sıkışıp kalır. Bu süreçte, gücünün sınırlarını keşfederken aynı zamanda gerçek dostluğun ve inancın ne demek olduğunu da anlar.
Meenu'nun yolculuğu, sadece fiziksel bir mücadeleden ibaret değildir. Kendi korkularıyla yüzleşmek ve gücünün sorumluluğunu taşımayı öğrenmek zorundadır.
Kasabanın kaderi, onun seçimlerine bağlıdır. Meenu, büyünün sadece sihirli sözlerden değil, yürekten gelen cesaretten de beslendiğini fark eder.