Zoe'nin zamansız vefatı, en yakın arkadaşı için derin bir yas sürecini başlatır. Hayatın beklenmedik darbesiyle sarsılan genç kadın, Zoe ile paylaştığı anıların ağırlığı altında ezilirken, geçmişle gelecek arasında sıkışıp kalır.
Zaman ilerledikçe, Zoe'nin ruhu arkadaşının yanında belirerek ona rehberlik etmeye başlar. Bu doğaüstü varlık, yas tutan arkadaşına yaşamla yeniden bağ kurması için ilham verirken, izleyiciyi gerçeklikle hayal gücü arasındaki gri alanda yolculuğa çıkarır.
İki dost arasındaki bu benzersiz bağ, ölümün bile koparamayacağı bir sevginin hikayesini anlatır. Zoe'nin bıraktığı boşluğu doldurmaya çalışırken, hayatta kalan arkadaşın içsel yolculuğu, kaybın insan ruhunda açtığı yaraları ve iyileşme sürecini samimi bir dille yansıtır.