Kapadokya'nın beyaz örtüye bürünmüş yalnız tepelerinde, Aydın babasından kalan butik oteli işletmektedir. Emekli bir tiyatro oyuncusu olarak geçirdiği günler, otelin sessiz koridorlarında yerel gazeteye yazdığı yazılar ve bir türlü tamamlayamadığı tiyatro tarihi kitabı düşüncesi arasında geçer.
Hayatı, uzaklarda gitmek isteyen ancak yerinden kıpırdayamayan bir adamın durağanlığını yansıtır.
Aydın'ın çevresinde iki kadın yer alır: Kendisine duygusal olarak mesafeli duran genç eşi Nihal ve yeni boşanmış olan kız kardeşi Necla.
Bu üçlü arasındaki ilişkiler, otelin kapalı mekânlarında derinleşen tartışmalara, itiraflara ve suskunluklara ev sahipliği yapar. Her diyalog, karakterlerin iç dünyalarına dair yeni katmanlar sunar.
Kışın iyice çökmesi ve karın her yeri kaplamasıyla birlikte Aydın'ın iç huzursuzluğu artar. Kapadokya'nın izole atmosferi, onun kendiyle ve çevresindekilerle hesaplaşmasına zemin hazırlar.
Bu süreç, karakterlerin birbirlerine ve kendilerine olan yabancılaşmasını derinleştirirken, kaçış arzuları ile bağlılıkları arasındaki gerilimi ortaya koyar.