Yas tutan bir kadın, ıssız bir ormanda tesadüfen acımasız bir katille karşılaşır. Katil, kadına felç edici bir ilaç enjekte ederek onu tamamen hareketsiz bırakır.
Kadının bedeni işlevini yitirirken, zihni korku ve çaresizlikle mücadele etmeye devam eder.
Zamanla ilacın etkisiyle nefes almak bile imkansız hale gelir.
Kadın, her an ölümle burun buruna olduğunu bilse de, zihnini diri tutmaya çalışır. Katilin tuzağından kurtulmak için tek şansı, bedeninin kontrolünü geri kazanmaktır.
Sessizlik ve korkunun hüküm sürdüğü bu ormanda, kadının hayatta kalma içgüdüsü sınırları zorlar. Her saniye acı veren bu mücadelede, zayıf bir umut ışığı bile kurtuluş için yeterli olabilir mi?