16. yüzyıl Hindistan'ında geçen bu hikâye, çocukluk arkadaşı olan Maya ve Tara'nın yollarının ayrılışını anlatıyor.
Tara, soylu bir prenses olarak büyürken, Maya onun uşağı olarak yetiştirilir ve sürekli kendi konumunun aşağıda olduğu hatırlatılır. Tara'nın düğün gününde, Maya, Kama Sutra'nın öğrettiği baştan çıkarma sanatını kullanarak damadı kendine çeker ve böylece uzun süredir biriktirdiği öfkesini dışa vurur.
Bu olay, iki kadın arasında güç ve intikam üzerine kurulu bir mücadelenin başlangıcı olur. Maya, cazibesi ve bilgisiyle sarayda yeni bir konum elde ederken, Tara onun bu yükselişini kabullenemez.
Aralarındaki çekişme, hem kişisel hırslarını hem de toplumsal hiyerarşinin dayattığı sınırları sorgulamalarına yol açar.
Zamanla, duyguların ve tutkuların karmaşık labirentinde kaybolan ikili, birbirlerine karşı acımasız hamleler yapmaya başlar.
Aşk, ihanet ve güç sarmalında geçen bu mücadele, her ikisini de beklenmedik sonuçlara sürükler.