Mesut, annesini toprağa vermek için memleketine döndüğünde, bu ziyaretin planladığından çok daha uzun süreceğini henüz bilmiyordu. Hayatını geride bıraktığı bu kasabada, geçmişin izleriyle yüzleşmek zorunda kalır.
Kardeşi Musa'nın beklenmedik bir şekilde yeniden hayatına girmesiyle her şey değişir.
Musa, gizemli bir define haritasının peşine düşmüştür ve bu maceraya Mesut'u da dahil eder.
İki kardeş, çocukluklarının geçtiği topraklarda unutulmuş bir hazinenin izini sürerken, aslında kaybettikleri bağları yeniden keşfederler. Yolculukları sadece maddi bir değerin peşinde koşmaktan çok daha derin anlamlar taşır.
Zamanla define arayışı, Mesut için kişisel bir hesaplaşmaya dönüşür. Geçmişle yüzleşirken, aidiyet ve aile bağları üzerine düşünceleri derinleşir.
Kasabada geçirdiği her gün, onu hem kendi hikayesini hem de kardeşiyle paylaştığı ortak geçmişi yeniden değerlendirmeye iter.