Douglas Quaid sıradan bir işçi olarak yaşamını sürdürürken, zihnine yerleştirilen sahte anıların peşine düşer. Rekall adlı şirketin sunduğu sanal tatil deneyimi sırasında beklenmedik bir aksıklık yaşanır ve kendini kaçak bir ajan olduğunu keşfederken bulur.
Artık kimseye güvenemez, hatta kendi geçmişine bile şüpheyle yaklaşır.
Mars'ta yaşanan bir komplonun parçası olduğunu fark eden Quaid, gerçek kimliğini ve kayıp anılarını ararken tehlikeli bir kovalamacanın içine çekilir.
Yetenekleri ve içgüdüleri ortaya çıktıkça, kendisine karşı kurulan tuzağı çözmeye çalışır. Her adımında hem düşmanları hem de zihnindeki belirsizliklerle mücadele etmek zorunda kalır.
Zamanla, hatırladığı her şeyin bir illüzyon olup olmadığını sorgulayan Quaid, gerçekle yüzleşmek için Mars'ın tozlu sokaklarında mücadele eder. Kimin dost, kimin düşman olduğunu anlamaya çalışırken, kaderi, kendisinden çok daha büyük bir sırrın anahtarını elinde tutuyor gibidir.