Suriye'deki savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan Sam Ali, özgürlük ve aşk uğruna radikal bir karar alır. Avrupa'ya gidebilmek ve sevdiği kadınla bir hayat kurabilmek için dünyaca ünlü bir çağdaş sanatçının sırtına dövme yapmasına izin verir.
Bedenini sanat eserine dönüştürme fikri, başlangıçta umut vaat eden bir çözüm gibi görünür.
Ancak Sam'in sırtındaki bu sanat eseri, beklenmedik sonuçlar doğurur.
Dövme, onu özgürleştirecek bir araç olmaktan çıkıp yeni sınırların ve kısıtlamaların kaynağına dönüşür. Kendi bedeni üzerindeki kontrolünü yitirdiğini fark eden genç adam, giderek tuzağa düşmüş hisseder.
Bu sıra dışı seçim, Sam'i hem fiziksel hem de duygusal olarak derinden etkileyen bir yolculuğa sürükler. Özgürlük hayaliyle attığı bu adım, onu beklenmedik bir varoluş mücadelesiyle karşı karşıya bırakır.