Sera ve John, şehir hayatından uzaklaşarak Portland'ın banliyölerinde yeni bir başlangıç yapmayı hayal eden bir çifttir. Emmett adında gizemli bir adamla tanıştıklarında, onlara hayallerindeki evi hediye eder.
Ancak bu cömertliğin tek bir şartı vardır: bodrum kapısı asla açılmayacaktır. Çift, bu tuhaf koşulu kabul ederek eve yerleşir, fakat zamanla evin sıradan olmadığını hissetmeye başlar.
Evin içinde geçirdikleri her gün, Sera ve John'u daha derin bir gerçekliğe sürükler. Duvarların arasından gelen fısıltılar, beklenmedik olaylar ve bastırılmış anılar, çiftin gerçeklik algısını yavaşça zorlar.
Emmett'in uyarısını görmezden gelmenin bedeli ağır olabilir, çünkü bu ev sadece taş ve ahşaptan ibaret değildir—karanlık bir geçmişi vardır.
Çift, evin sırlarını çözmeye çalıştıkça, kendi ilişkileri de sınanır.
Bodrum kapısının ardında ne olduğunu merak etmek, onları geri dönüşü olmayan bir yola sokar. Bazı kapıların açılmaması gerektiğini anladıklarında ise çok geç olabilir.