Genç Cumhuriyet'in ilk yıllarında, bir grup idealist genç, sanatın gücüne inanarak yeni bir müzik anlayışı getirmek için yola çıkar. Ülkenin kültürel dönüşümüne katkıda bulunma arzusuyla, geleneksel kalıpları yıkmaya kararlıdırlar.
Yoksulluk, imkansızlıklar ve toplumsal dirençle dolu bir ortamda, koro çalışmalarına başlarlar. Notalar ve ezgilerle yeni bir müzik dilinin temellerini atarken, kişisel fedakarlıklar ve iç çatışmalarla da yüzleşmek zorunda kalırlar.
Zamanla sesleri yayılmaya başlar ve halkın ilgisini çekerler. Genç cumhuriyetin kültürel kimliğinin oluşumunda, sanatın birleştirici gücünü gösterirken, kendi hayallerini de gerçekleştirme fırsatı bulurlar.