Nikaragua'da iç savaşın patlak verdiği 1979 yılında, üç Amerikalı gazeteci kariyerlerinin en tehlikeli görevine adım atar. Savaş muhabiri Russell Price, meslektaşları Claire ve Alex ile birlikte devrimci Sandinista gerillaları ile diktatör Somoza'nın güçleri arasındaki çatışmaları belgelemek üzere bölgededir.
Ancak tarafsız gözlemci olma idealleri, gördükleri acımasız gerçekler karşısında sınanacaktır.
Price objektifliğini korumaya çalışırken, çatışmanın merkezinde kendisini bulur.
Gerillaların lideri Rafael'in öldürülmesi, habercilik etiği ile insani değerler arasında kalmasına neden olur. Tarihi değiştirebilecek kritik bir anda, kamerasının arkasındaki kişi olmaktan çıkıp olayların aktörü haline gelir.
Savaşın ortasında geçen bu hikaye, gazetecilerin tanıklık ettiği çatışmaları ve kişisel mücadelelerini yansıtır. Her kare gerçeği aktarma sorumluluğu ile hayatta kalma içgüdüsü arasındaki çizgiyi sorgulatır.