Emma, babasının gizemli bir şekilde ağır yaralandığını öğrenince onun yanına koşar. Ancak burada karşılaştığı şey, sadece fiziksel bir tehdit değil, derin bir sessizliğin ardına saklanmış ürpertici bir varlıktır.
Evin her köşesine sinen bu görünmez tehdit, Emma’nın gerçeklik algısını sarsmaya başlar.
Zamanla, babasının yaralanmasının ardındaki sır perdesi aralanırken, Emma kendini doğaüstü bir varlıkla mücadele ederken bulur.
Duyduğu her ses, gördüğü her gölge, onu biraz daha korkunç bir gerçeğe yaklaştırır. Artık tek amacı, bu sessiz kabustan kurtulmak ve babasını karanlığın pençesinden kurtarmaktır.
Emma’nın mücadelesi, yalnızca fiziksel bir savaş değil, aynı zamanda zihninin derinliklerine işleyen bir korkuyla hesaplaşmadır. Sessizliğin içinde yankılanan her adım, onu ya ölüme ya da gerçeğin ışığına götürecektir.