Savaş Makinesi, modern savaşın karmaşık dünyasında dört yıldızlı bir Amerikan generalinin olağanüstü hikayesini anlatıyor. General Glen McMahon, Afganistan'daki NATO kuvvetlerinin komutasını devralmak üzere bölgeye gönderildiğinde, kendine has liderlik tarzı ve sarsılmaz özgüveniyle dikkat çeker.
Karizması ve askeri dehasıyla herkesi etkileyen McMahon, savaşı kendi kurallarıyla kazanabileceğine inanmaktadır.
General McMahon'un Afganistan'daki varlığı adeta bir rock yıldızının turnesini andırırken, etrafında oluşan mitos ve saygınlık giderek büyür.
Ancak bu görkemli imaj, beklenmedik bir şekilde gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır. Bir gazeteci tarafından kaleme alınan sansasyonel bir makale, generalin kariyerini ve itibarını temelden sarsacak detayları ortaya çıkarır.
Bu gelişmeler, McMahon'un askeri hayatında ve kişisel dünyasında geri dönüşü olmayan değişimlere yol açar. General, kendi yarattığı savaş makinesinin içinde sıkışıp kalırken, gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalır.
Hikaye, askeri zafer ve başarı kavramlarının ardındaki insani zaafları ve sistemin çelişkilerini gözler önüne serer.