Heather, arkadaşlarıyla birlikte Avrupa'yı keşfederken her şeyi önceden planlamış bir hayatın eşiğinde duruyordu. Yolculuğu sırasında karşısına çıkan Jack ise hiç hesapta olmayan, kaderin sürpriz bir armağanı gibi gelir.
İki yabancı arasındaki bu ani buluşma, derin bir duygusal yolculuğun ve beklenmedik bir aşkın başlangıcı olur.
Birlikte geçirdikleri her an, yalnızca şehirlerin ve manzaraların değil, aynı zamanda kendi iç dünyalarının da keşfiyle sonuçlanır.
Ancak geçmişin getirdiği sırlar ve geleceğe dair zorlu tercihler, aralarında kurdukları bağı yavaş yavaş sınamaya başlar.
Bu yolculuk, Heather'ın önüne çizdiği rotayı tamamen değiştirir.
Artık haritası, yalnızca ayak izlerinin değil, kalbinin de rehberliğinde şekillenecektir.