1921 yılında, savaşın yaralarını sarmaya çalışan İngiltere'de, doğaüstü olaylara şüpheyle yaklaşan Florence Cathcart, bir yatılı okuldan gelen çağrıya kulak verir. Okulda hayaletlerin dolaştığına dair söylentileri araştırmak için gittiği bu ıssız taşra binasında, ilk başlarda her şeyi aldatmaca olarak görür.
Bilimsel yöntemler ve keskin gözlem yeteneğiyle gerçeği ortaya çıkarmaya ant içmiş bu kadın, olayları mantık çerçevesinde açıklayabileceğine inanır.
Ancak okulun loş koridorlarında ve gizemli odalarında karşılaştığı olaylar, onun beklentilerini altüst eder.
Öğrencilerin anlattığı ürpertici hikayeler ve kendi tanık olduğu açıklanamayan fenomenler, Florence'ı derin bir sorgulamanın eşiğine getirir. Gerçeklikle kurduğu tüm bağlar yavaş yavaş çözülürken, okulun karanlık geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalır.
Giderek artan paranormal aktiviteler, Florence'ı görünmez bir varlığın varlığına ikna eder. İnandığı her şeyi yeniden değerlendirmesi gereken bu mücadelede, okulun sırlarla dolu duvarları arasında gerçekle yüzleşmekten başka seçeneği kalmaz.