1995 yazında, Srebrenica'da Birleşmiş Milletler kampında tercüman olarak çalışan Aida, Sırp ordusunun kasabayı işgal etmesiyle büyük bir trajedinin ortasında kalır. Ailesi de dahil binlerce mülteci, BM koruması altında olmalarına rağmen giderek artan bir tehditle karşı karşıyadır.
Aida, yapılan müzakerelerde tercüman olarak yer alırken, duyduğu korkunç gerçekleri ailesine ulaştırmak için zamanla yarışır. Resmi görüşmelerde öğrendiği bilgiler, kampın güvenliğinin aslında ne kadar kırılgan olduğunu acı bir şekilde ortaya koyar.
Her anı artan bir gerilimle geçen Aida, hem mesleki sorumluluğu hem de anne olarak içgüdüleri arasında sıkışıp kalır. Ailesini kurtarmak için imkansız görünen koşullarda mücadele ederken, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından birine tanıklık eder.