"Holland" (2025) (Holland) beni Michigan’ın sakin bir kasabasında, lalelerle dolu bir gerilim yolculuğuna çıkardı. Nicole Kidman’ın oynadığı Nancy, ev hanımı ve öğretmen olarak kusursuz bir hayat sürüyor gibi görünüyor, ta ki kocası Fred’in (Matthew Macfadyen) sırlarını sorgulamaya başlayana kadar.
Gael García Bernal’in canlandırdığı Dave ile birlikte, kasabanın masum yüzeyinin altındaki karanlığı keşfetmeye koyuluyorlar.
Hikâye 2000’lerin başında geçiyor ve o dönemin nostaljisiyle kasabanın Dutch kültürü beni içine çekti; rüzgar değirmenleri, tahta ayakkabılar ve festival havası bambaşka bir tat katıyor.
Nancy’nin şüpheleri arttıkça gerilim yükseliyor, Kidman’ın o kırılgan ama kararlı hali beni ekran başında tuttu. Macfadyen’in gizemli soğukkanlılığı ise tüylerimi diken diken etti.
"Holland" (2025) (Holland), sıradan bir gerilimden öteye gidiyor; kasaba hayatının sahte dinginliğiyle oynuyor. Hikâyenin temposu yer yer yavaşlasa da, finaldeki beklenmedik twist aklımı başımdan aldı.
Nancy’nin çaresizliği ve kasabanın ikiyüzlülüğü, izledikten sonra bile içimde bir huzursuzluk bıraktı.