1990'ların başında, Ruth adlı bir Amerikalı gazeteci, babası Edek ile birlikte Polonya'ya bir yolculuğa çıkar. Edek, Holokost'tan sağ kurtulmuş biridir ve doğduğu toprakları yeniden ziyaret etmektedir.
Bu gezi, sadece fiziksel bir yolculuk değil, aynı zamanda geçmişle yüzleşmenin ve aile bağlarını keşfetmenin de derin bir yoludur.
Baba ve kız, Polonya'nın kırsalında ve şehirlerinde dolaşırken, Edek'in savaş sırasında yaşadığı acı anılar ve kayıplar yavaş yavaş su yüzüne çıkar.
Ruth için bu, babasının hayatındaki boşlukları anlama fırsatıdır. Eski toplama kampı ziyaretleri, terk edilmiş evler ve karşılaştıkları insanlar, her ikisinin de duygusal dünyasında derin izler bırakır.
Yolculuk ilerledikçe, aralarındaki ilişki dönüşür. Ruth, babasının sessiz acısını ve direncini daha iyi kavrarken, Edek de kızı aracılığıyla geçmişle barışmanın yollarını arar.
Beraber geçirdikleri zaman, unutulmuş hikayeleri canlandırır ve ailelerinin mirasını yeniden şekillendirir.