Otuz beş yıl önce Cudi Dağları'nda yakalanan bir eşkıya grubundan geriye sadece Baran kalmıştır. Uzun yıllar sonra Viranşehir Cezaevi'nden çıktığında, doğduğu köyün sular altında kaldığını öğrenir.
Geçmişin izini süren Baran, Ceren Ana'dan kendisini hapse düşürenin eski dostu Berfo'nun ihaneti olduğunu öğrenir.
Berfo, grubun altınlarını çalarak Baran'ın çocukluk aşkı Keje'yi babasından satın almış ve İstanbul'a kaçmıştır.
İntikam ateşiyle yanan Baran, büyük şehre doğru yola koyulur. Bu yolculukta, hayatın zorluklarıyla boğuşan genç Cumali ile yolları kesişir.
İki farklı kuşaktan bu adamlar, İstanbul'un karmaşasında birbirlerine dayanak olurlar. İhanet, tutku, aşk ve nefretle örülü bu dünyada ayakta kalma mücadelesi verirken, geçmişin hesaplarını da görmeye çalışırlar.