1950'lerin Pittsburgh'unda yaşayan Troy Maxson, çöp toplayıcı olarak çalışarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışan bir adamdır. Gençliğinde beyzolcu olma hayalleri, dönemin ırkçı engelleri nedeniyle yarıda kalmıştır.
Bu hayal kırıklığı, onun hayata ve ailesine bakışını derinden şekillendirir.
Troy, evinin arka bahçesine bir çit örme işine girişir.
Bu fiziksel çit, aynı zamanda onun ailesiyle kurduğu ilişkilerin de bir metaforu haline gelir. Karısı Rose ve oğlu Cory ile olan ilişkileri, geçmişin yükleri ve toplumsal baskılar altında sınanır.
Zamanla, Troy'un geçmişteki seçimleri ve katı prensipleri, en sevdikleriyle arasına görünmez duvarlar örer. Aileyi bir arada tutmak için ördüğü çitler, bir yandan da onları birbirinden ayıran sınırlara dönüşür.
Her karakter, sevgi, sorumluluk ve hayal kırıklıkları arasında kendi iç mücadelesini verir.