2054 yılında Washington DC’de geçen hikâye, suç işlenmeden önce tahmin edilebildiği bir gelecekte yaşanıyor. Dedektif John Anderton, "Precrime" adlı özel bir polis biriminin başındadır.
Bu sistem, üç yetenekli kahinin vizyonları ve gelişmiş teknoloji sayesinde cinayetleri önceden görür ve potansiyel katilleri daha suç işlemeden yakalar. Anderton, sistemin kusursuz işlediğine inanırken, bir gün kendisinin gelecekte bir cinayet işleyeceğini öğrenir.
İnançları sarsılan Anderton, kendisini bir anda kaçak konumunda bulur. Sistemin aksaklıklarını ortaya çıkarmaya çalışırken, her adımında takip edildiğini hisseder.
Kahinlerin vizyonlarında tutarsızlıklar olduğunu keşfeder ve "azınlık raporu" adı verilen bir kavramla karşılaşır. Bu rapor, geleceğin mutlak olmadığını ve değiştirilebileceğini gösterir.
Anderton, masumiyetini kanıtlamak için zamanla yarışırken, sistemin arkasındaki sır perdesini aralamaya çalışır. İnsanın kaderinin önceden yazılıp yazılmadığı sorusu, onu hem kişisel hem de ahlaki bir sorgulamaya iter.
Gerçekler ortaya çıktıkça, her şeyin göründüğü gibi olmadığını anlar.