1983 yılında, Ege’nin sakin bir kasabasında, zihinsel engelli bir çoban olan Memo, küçük kızı Ova ve babaannesiyle mütevazı bir hayat sürer. Ancak sıkıyönetim komutanının kızının öldürülmesiyle suçlanan Memo, hiç beklemediği bir anda idam cezası alır ve Yedinci Koğuş’a gönderilir.
Koğuştaki mahkûmlar başta ona mesafeli davransa da, Memo’nun saf ve iyilik dolu yüreği zamanla herkesi etkiler.
Koğuş sakinleri, Memo’nun asla bir cinayet işleyemeyecek kadar masum olduğunu fark eder.
Onun tek arzusu, küçük kızına kavuşmaktır. Ancak adaletin peşinde koşanların arasında, Memo’nun hayatını kurtarmak için zaman hızla tükenmektedir.
Mahkûmlar, gardiyanlar ve kasaba halkı, bu masum adamın idamını durdurmak için harekete geçer.
Her şeyin bir mucizeye bağlı olduğu bu hikâyede, Memo ve Ova’nın sevgisi, insanların yüreklerini değiştirir.
Suçsuz olduğu herkesçe bilinmesine rağmen, resmiyette bir idam mahkûmu olan Memo’nun kaderi, koğuşta tanıştığı insanların ellerindedir. Onlar, bu saf ve temiz kalbin hayata tutunması için ellerinden geleni yapacaktır.